"Cloud Computing" Nedir - Management Engineering Graduation Project Determination Öncei Araştırma
Uzun süredir iş ve akademik yoğunluktan ötürü blog'a dönüp bakamadım, Management Engineering double degree eğitimimin Graduation Project'i için yaptığım araştırmalarda üzerinde durduğum bu konuda bildiklerimi payşalmak istedim,
Siz de sıklıkla rastlamaya başladınız bu kelimeye. Cloud Computing (Bir Türkçe önerisi olan?) sanırım ilk defa Google'dan duyduğumuz oldukça yeni sayılabilecek bir kavram.
Cloud Computing temel olarak bir uygulamanın, web üzerinden, kendi sisteminizde herhangi bir kurulum gerektirmeden çalışabilmesi demek. Bu uygulamalardan kasıt: Word, Excel gibi ofis uygulamaları olabileceği gibi yedekleme yazılımları da olabilir. Tanımı açıklamak adına sanırım en iyi örnek ise Google Docs uygulaması olacaktır. Bildiğiniz üzere Google Docs sayesinde sisteminize hiç bir şey kurmadan, dünyadaki istediğiniz yerden, milyonlarca insanla beraber erişebilirsiniz.
Aynı zamanda Google'ın yeni tarayıcısı Google Chrome da bir Cloud Computing örneği olarak gösteriliyor. Çünkü Chrome her ne kadar sisteminize kurulum gerektirse de web servislerinden de fazlasıyla faydalanıyor.
Kimilerine göre fikrin yaratıcısı Microsoft, kisime göre Google, bir görüşe göre; HD videoları düzenlemek, cep telefonundan 500 gb depolama alanına erişmek, yazılımlara ve verilere dünyanın heryerinden erişmek… İşte bulut’un vaad ettikleri bu ve bunun gibi şeyler. Tüm bunlar için gereken tek şey “internet erişimi” Microsoft bulut’un ardında yatan düşünce temel yazılımlardan tutun da en komplike işletim sistemlerine kadar tüm uygulamaların web üzerinden çalışması. Kullanıcının pahalı donanımlara gereksinimi kalmıyor, sistem güncellemelerini dert etmesi gerekmiyor ve hatta yazılıma para vermesi bile zorunluluk olmaktan çıkıyor. Tüm bunlar bilimkurgu gibi görünebilir ama ilk örnekleri ortada. Google bu kavramın nasıl çalıştığının bir göstergesidir. Ofis araçları, eposta hesapları rss okuyucular takvim ve daha nice program platform farkı gözetmeksizin web tarayıcıda çalışıyor. Tüm programlar ve veriler google sunucularında tutuluyor ve ihtiyaç üzerine yükleniyor. Bunu mümkün kılan Microsoft, google, amazon ve IBM gibi dev firmaların koca sunucu parkları.
Microsof dünyanın 6 yerinde bir futbol sahası genişliğine serverlar bütünü kuruyor adeta bir örümcek ağı gibi çevreleniyor. Bu sunucular ihtiyaçtan fazlasına sahip bir kapasitedeler. Artık herkes verilerini bulut’a yükleyecek ve her bilgisayardan düzeltiyorum internet bağlantısı olan her bilgisayardan aynı verilerine ulaşabilecek.
Özüne bakıldığında bir ağ diye nitelendirilebilecek olan cloud computing, bu ağ üzerinde yapılabilen işlemleri temsil ediyor. Büyük bir bulut içerisine yerleştirilen bilgilere herhangi bir bilgisayardan bağımsız olarak erişilebilecek. Ağ üzerindeki uygulamaların kullandığı teknoloji de bizim sistemimizi ilgilendirmeyecek. Böylelikle bilgisayarlarımız bu ağ üzerinde duran bilgilerimize ulaşmaya yarayan araçlar olarak kullanılacak (2009 Nisan itibariyle çıkarımın :) ).
Peki Cloud Computing nedir? Biraz teknik bir konu olduğu için, yaptığım araştırmalardan anladığımı sizinle paylaşacağım. Cloud Computing aslında internet bağlantısıyla bilgisayarların tek bir merkezde toplanması anlamına geliyor. Yani sizin bir bilgisayarınız var ve biraz günü geçmiş bir bilgisayar olsa da internet bağlantınızla bağlanacağınız bu merkez sayesinde, bu merkezin server ını işlemcisini, ram ini, yazılımlarını herşeyini belli bir ücret karşılığında kullanabiliyor hale geleceksiniz. Bu şekilde elinizdeki ortalama bir bilgisayarla, yüksek verimde ve kalitede hizmet alıyor olacaksınız.
Dediğim gibi bu şimdilik bir proje. Öncelikle araştırmacılara ve bilim adamlarına açık olacak. Zaten keşfedilen sıradışı hizmetlerin öncelike bilime sonra ortalama kullanıcıya ulaştığı birçok kez görüldü. Bilim adamlarının ve araştırmacıların bu sistemi kullanarak daha etkin hale getireceğini, ortalama kullanıcıya son ve en iyi haliyle Cloud Computing hizmetinin ulaşacağını düşünüyorum.
Bu sistemin hayata geçmesindeki en önemli engel, internet bağlantısı olacaktır. Kurulacak küçük ağlarda bu problem fazla yaşanmayacaktır ama ağ genişledikçe bu ihtiyaç orantılı bir şekilde artacaktır.Dünyada hizmetin yaygınlaşması uzun zaman alacaktır. Bu hizmetin Türkiye'ye gelişi ise daha sonra olacaktır. Henüz Türkiye'deki bağlantı hızlarının Amerika'nın çok altında olduğunu ve internetin bile henüz tam anlaşılamadığını düşünürsek, bu gelişim için uzun yıllara ihtiyacımız olduğunu söyleyebiliriz.
Peki Intel, HP ve Yahoo neden bu işe girme kararı aldılar ve beraber hareket ediyorlar? Aslında beraber hareket etmelerinin en temel nedeni, her birisinin bu proje içindeki rollerde en iyilerden olması. HP bilgisayar sistemlerinde, Intel bu sistemler içindeki işlemcide, Yahoo ise ağ içindeki yazılım (web sitesi ve hizmetlerinde) dünyanın en iyilerinden. Bu şekilde güçlerini birleştirip, bu sistemi en iyi şekilde tasarlamak istiyorlar. Sonuç olarak kurulacak bu sistem, bir nevi Intel-HP-Yahoo tekeli olacak ve kendi ağları içinde bir Microsoft olacaklar. Yapacakları uygulamalar ve verecekleri ekstra hizmetlerden TTNet'e ADSL için ödediğimiz hizmet bedeli gibi ücret alacaklar.
Yukarıda bahsettiğim konular bir projenin ve detaylarının sadece şu an için görünen hali. Belki buz dağının altı yoktur, belki de tahmin ettiğimizden de büyüktür.
Konuyla ilgili çıkan ve ilgimi çeken haberler;
HP, Intel and Yahoo Team Up In The Clouds
Gartner Says Cloud Computing Will Be As Influential As E-business
IBM, Google, Universities Combine 'Cloud' Forces